EVET
ESKİDEN DEGİLDİ
Türkiye’yi yönetenler Türk mü?
Bu soruyu bana, deprem sonrası, Türkiye’den bir Türk dostum sordu.
Tabii ki Türk, hem de hakiki Türkler, dedim.
Türk değil diyorlar, dedi.
Ardından, dinleme onları, bugün Türkiye’yi yönetenler, Türkiye’nin ve Türk dünyasının hakiki sahipleri olan Türklerdir, diye eklemişimdir.
Ayrıca bunu, ABD ve Avusturalya’da basılan “GameChanger” adlı kitabımda da yazmışımdır.
Kısacası, Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ve onun iktidarda olmasını arzu edenlerin çoğu, Atatürk kadar, Türk’tür.
Türkiye’yi Yönetenler Türk Mü?
Recep Tayyip Erdoğan öncesinde Türkiye’yi yönetenlerin Türk olup olmadıkları şüphelidir: Zira dizginler ellerinde degildi.
Bana göre, 1980 yılından bu yana Türkiye hakiki sahiplerine kavuşmaya başlamıştır.
Bu da ülkelerini yabancıların ellerinden geri almaya başlamışlar demektir.
Bunu anlamanın dört kriteri vardır:
Bunlar, bağımsız hareket edip etmedikleri, ne yaptıkları, nasıl davrandıkları, ve ülkedeki kör, sağır, ya da dilsiz oranının büyüklüğüne bakmak gerekir.
Bugün Türkiye’yi yönetenler bu dört kritere uygun düştükleri için Türk’türler.
Bağımsız Olmak
Bağımsız olmak kimse ile çalışmamak demek değildir. Aksine, bağımsızlık bütün ülkelerle eşit derecede ilgilenip, bazılarını yerine göre kayırmaktan geçer. Bugün Türkiye’yi yönetenler bunu iyi yapmaktadırlar. Dolaysıyla Türk’türler.
Türkiye, bütün Avrupa ve Afrika ülkeleri ile hareket etmektedir. Asya ve Amerika kıtalarındaki ülkelerle de çalışmaktadır. Ayrıca bazı özel kaynaklara sahip ülkeleri de kayırmaktadır. Örneğin, Rusya, İngiltere, Almanya, Amerika, Katar, Somali, Libya gibi ülkeler bu konumdadır.
Yapılanlara Bakmak
Yakında vefat eden babam İsmail Günaştı, 2016 yılına kadar koyu bir CHP’li idi. Her zaman Atatürkçü olmuştur, sonra da İnönücü. Ecevit’i sevememiştir. 2016’dan bu yana koyu Erdoğancı olmasının tek nedeni, iktidarda bulunduğu süreçte yaptıklarından dolayıdır.
Babam ile ben bunu Kaliforniya’dan her gün görebilmişizdir. Örneğin kara yollarının her geçen gün uzayışı, iyileşmesi ve yenilerinin yapılmasına ek olarak, inşa edilen köprüler ve tüneller dikkatimizi çekmiştir. Kendisi ile 70 ve 80’lerde, bütün Türkiye’yi araba ile dolaştığımız için, 2002’den bu yana yapılanlara bakarak aradaki farkı görebilmişizdir.
Ancak yapılanlar açısından bizi hayrete düşüren başka birçok neden daha vardır. Kısacası yapılan çoktur, büyüktür, geniş çaplıdır, inanılmaz derecede ve şekildedir. Öyle ki, Erdoğan döneminde yapılanları Atatürk dönemindekilerle mukayese etmişizdir. Her iki donemdeki iktidarın Türklerden başkaları olamayacakları aşikârdır.
Nasıl Davrandıklarını Gözlemek
Türkiye, örneğin, Hürriyet gazetesi ve NATO’ya bağımlı bir ülke olarak 20. yüzyılı yaşamıştır. Bugünkü rejim ise, 2002’de Aydın Doğan grubu ve Türk Silahlı Kuvvetlerini dize getirme planı ile iktidara gelmiştir. Bu açıdan onların Türk olduklarından, ilk başta, şüphe duymak normaldir. Ancak 20 yıl sora 2023’te, bugünkü rejimin o günlerde, Türkiye’nin iki temel taşına neden böyle davrandığını anlamak mümkündür.
Örneğin 2009’da ne olmuştur Türkiye’de?
Bazı subaylar hapse girmiş ve ardından onları hapse atanlar hapse girerek yer değiştirmişlerdir. Hakiki Türk olanlar önce hapse atılmışlar ardından Türk olmayanları hapse atarak durumu düzeltmişlerdir.
Bu kafa karıştıran durum aynı zamanda bugünkü rejimin neden Türkiye’deki basının üzerine gittiğini de gösterir: 20. yüzyılda, Türkiye’de hiçbir şey Türklerin elinde değildi. Ta ki yakın geçmişe kadar! Bunun tek nedeni var. 20. yüzyıl Amerika yüzyılı idi ve Amerika hegemonyası vardı. Ülkeler ve kurumları üzerinde hüküm sürüyordu.
Dolayısıyla, bugün Türkiye’yi yönetenler Türk’türler çünkü Amerikan hegemonyasından çıkmakta olan Türkiye’yi yönetmektedirler. Bu yüzden, aldıkları bazı kararlar ya iyi açıklanmadığı ya da açıklanmaması gerektiği için onların Türklüğünden şüphe duyulacak şekilde kamuya yansımaktadır.
Kör, Sağır ve Dilsizlere Ne Demeli
Dünya’da ne yazık ki bu günlerde körler, sağırlar ve dilsizler büyük çoğunluktadır. Ben bunlara “kafaları yıkanmış” kişiler olarak hitap ediyorum. Bunlar, ABD ve AB Birliği dahil dünyanın çoğu ülkesinde çoğunluğa sahiptirler. Bunlar arasında Türkiye de vardır.
Bu büyük halk kitlelerini kör, sağır ve dilsiz hale getiren şeytani kuvvet 1992’den bu yana, ABD dahil, her yerde kol gezmektedir. Aslında bunlar ikinci dünya harbi ile ortaya çıkmışlar ve o gün bugündür her şeyi mundar etmektedirler. Amaçları büyük kitleleri kör, sağır ve dilsiz hale getirip yönlendirmektir.
Bunu başarmışlardır. Öyle ki, onun için Türk dostum, Türkiye’den bana, Türkiye’yi bugün yönetenler Türk müdür diye sormaktadır. Çok sevdiğim dostum akıllıdır, İstanbulludur, yüksek eğitimlidir, o bu soruyu soruyorsa, Türkiye’deki kör, sağır ve dilsiz oranının büyüklüğü iyice anlaşılmaktadır.
Türkiye’yi Yönetenler Türk Mü?
50 Aile Ferdinden 48’i de Sordu
Birilerinin hiçbir şey yokken ortaya çıkıp da Türkiye’yi yönetenler Türk’tür diyecek halleri yoktur. Bilen ve inanan zaten bugün Türkiye’yi yönetenlerin Türk olduğunu biliyordur ve onları destekliyordur. Onun için, orada burada çığırtkan olup da Türkiye’yi yönetenler Türk değildir diyenler rahatlıkla ortada dolaşabilmektedirler.
Bunun için dördüncü ve son kriter, Türkiye’yi yönetenlerin Türk olup olmadıklarını ögrenmek için kör, sağır ve dilsiz oranına bakmak gerektiğini söyler. Oran o kadar çok yüksektir ki, bırak bu İstanbullu dostumu, babamla, vefatından beş hafta önce yaptığımız seyahatte, bir araya geldiğimiz 50 kadar aile ferdimizin 48’ide benzer şekilde davranarak bizi çok şaşırtmışlardır.
Türkiye’yi Yönetenler Türk Mü?
ABD’de de Benzer Soruyu Halkın Yarısı Soruyor
Son bir açıklık getirmek gerekirse, son zamanlarda, Türkiye’deki Türklerin sorguladığı gibi, ABD’de de benzer bir sorgulama vardır. ABD’deki sorgulama, ABD’yi Wash DC’de temsil eden üst düzey yönetim yetkililerinin Amerika’nın çıkarına hareket etmedikleri yönündedir. Nüfusun yarıya yakını bunu kendi aralarında sorgulamaktadır.
ABD’de de kör, sağır ve dilsiz çoğunlukta olduğundan bu sorunun varlığını dünyanın geride kalan ülkelerinde bilinmiyor olması olağandır. Halkın, ABD’de, Bill Clinton, George Bush, ya da Barack Obama hakkında soracak çok sorusu vardır. Ancak bunları sorgulamaları mümkün değildir. Zira çoğunluk kör, sağır ve dilsiz olarak yaşamak zorunda olduğunun bilincindedir.
Ne yazık ki, ABD’deki halkın durumu Türkiye’dekine oranla, bu açıdan, vahimdir.